Farkındalık;
Yargısız bir şekilde
Şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla,
Dikkatinizi toplayabilmektir.
Şu kısa hayatta bize verilen inanılmaz özellik ve donanımın ne kadar farkındayız? Şimdi ne hissettiğimize bakalım, terapide kendi duygu ve düşüncelerine karşı içgörü kazanmayı, negatif ve takıntılı şekilde kendimize odaklanma düşünme biçimlerinden uzaklaşmayı seçmemiz gerekmektedir.
Bundan böyle öncelikli odak noktanız kendiniz olamayacak. Kendimiz ve çevremizdekilerin değer, sevgi, saygı ,kıymet verme gibi değerlerimizin karşılıksız paylaşımların olması gerektiğinin farkına varmalıyız.
Zamanı iyi değerlendirin :
Zaman günümüzde iş hayatında olsun, sosyal hayatımızda olsun çok kıymetli olmaya başladı. Herkes aynı zamana sahiptir, önemli olan zamanınızı nasıl planlandığınız, önceliklerinizi nasıl belirlediğinizdir. Planlı ve hedefli olursanız, istediğiniz herşeyi yapacak zamanınız olacaktır.
Her şey sizinle başlar, öncelikle kendimizi tanımalıyız ve sevmeliyiz ki, başkalarıyla ve olumsuz olaylara karşı baş edebilelim ve uyum sağlayabilelim. Kendimize güven ufak yaşlarda başlar, başararak ve kendimize inanarak kendimize inacımızı ve güvenimizi artırabiliriz. Her konuda ileri gitmemiz için öncelikle hayatta hedeflerimiz ve başarma hırsımız olmalı. Bir başarıdan diğer başarıya gitmek istiyorsak, bir hedeften bir hedefe koşmalıyız. İnsan hayatta, ürettiği, kendisine ve çevresine faydalı olduğu sürece var olur, değer katar. Üretmek de eylemden geçer.
Güven, sevgi gibi duygularının hepsini içimizde yaratıyoruz.
Bir yaşam ; öyküsünü katlanılamayacak kadar uzun! Bir gülümseyişe, bir kıpırdanışa, bir dokunuşa vakit ayıramayacak kadar kısadır.
Fikirlerinizi paylaşıyor, ama içinizde hissettiklerinizi paylaşmıyor musunuz?: En son ne zaman iyi bir konuşmacıyı dinlediniz? Konuşmacının hangi sözlerini hatırlıyorsunuz? Büyük ihtimalle, konuşan kişi, bazı kişisel konuları paylaşıyor; bir noktayı bir anekdotla betimliyordu. Bir konuşmacı, dinleyicilerin yaşamları açısından anlamlı bir şeyi paylaştığında, can kulağıyla dinleme başlayacaktır. Etkili iletişim, asla tesadüfi olmaz. Niyet ve dikkat gerektirir. Bildiğiniz en iddialı konuşmacıyı düşünün. Bu kişiyi bir dahaki sefer dinlediğinizde, kendisi hakkında gerçekten ne kadar şey paylaştığına dikkat edin. Siz de bir dahaki sefer, yaşamınızda önem taşıyan biriyle konuşurken, bazı kişisel konuları paylaşmaya çalışın. Bir korkunuzu kabullenecek, çocukluğunuzdan bir hikaye anlatacak ya da geleceğe yönelik bir görüşünüzü paylaşacak kadar onlara güvenin. Hepimiz bu tür diyaloglar kurmak istiyoruz; ama kimse ilk adımı atmıyor. İlk olmaya çalışın.
Yanlış kişilere mi şikayet ediyorsunuz? Olan biteni değiştirme gücü olmayan insanlara şikayet etmenin kimseye yararı yoktur. Bir şey yanlışsa, sorumlu olan kişiyi bulun ve sıkıntınızı doğru kişiye iletin. Şu dönemde maalesef insanlarımız muhatap olan kişi haricinde problemi herkesle paylaşıyor konuşuyor ama konunun muhatabıyla paylaşmayı ya düşünemiyor ya da cesaret edemiyor. Sonuçta da konu kulaktan kulağa misali bir türlü çözülemediği gibi daha da çözülmez hal alıyor. Demek oluyor ki çözüm noktasın da kendi gücümüzün farkın da olmalıyız ve özgüvenimiz tam olmalı,o zaman her şeyin kaynağının biz olduğumuzun farkına varabiliriz.
Kısacası farkındalık karşılaşılan koşul ne olursa olsun sonraki adımı atmadan önce gelecek adımdaki duruşunu doğru hesaplamaktır.
Sevgi ve Saygılarımla